Kendimizi koyduk onların yerine; “Biz nasıl bir okulda öğrenci olmak isterdik?” diye. Onlar gibi düşünmeye çalıştık ama edinilmiş tecrübelerin süzgecinden de geçirdik hayallerimizi…
İnsandı bizim işimizin başı da sonu da… Öğretmenler seçtik onlar için;
mesleki ideallerini hep diri tutan, anlatmak yerine öğreten, ürkütmek yerine sevdiren…
Ders programları oluşturduk; sınırlarını zorlasınlar, donanımlı olarak yetişsinler diye… Dinlemek ve kabul etmekle olmazdı öğrenmek. Ancak sorgulayarak, tartışarak yerini bulur bilgiler diye öğrettik onlara… Eğlenerek öğrensinler istedik, kendi geliştirdikleri özgün projelerle yarışmalara katılırken… Laboratuvarda, doğada deneyler yaptılar. Tarihî mekânları, müzeleri ziyaret ettiler; görerek yaşayarak dokunarak daha iyi öğrenebilmeleri için.
Kayak yaptılar, ata bindiler, tenis oynadılar bireysel yeteneklerini geliştirmek için. Basketbol, futbol, voleybol oynadılar. Halk dansları gösterileri, tiyatro oyunları sergilediler; birlik olmanın, takım olmanın dayanışmanın tadına varmak için. Satranç oynayarak düşünmeyi, stratejiyi ve risk almayı kavradılar.
Çalışırken öğrenirken yarışırken kendilerini keşfe çıksınlar; kendilerine olan güvenleri artsın istedik. Kaybederken bile bir şeyler kazanılabileceğini fark etmeliler diye düşündük. Sınıflarından laboratuvarlarına, spor sahalarından kütüphanelerine, yemekhanelerinden oyun alanlarına kadar hiçbir alanda kalite standartlarımızdan taviz vermedik; her şeyin en iyisine layık olduklarını anlamaları için.
Farklı derslerden proje grupları oluşturdular, öğrendiklerini üretime dökerek sergilediler. Hiç unutmadık onların “çocuk” olduğunu “birey” olduğunu. Kabul ettik ki hata yapabilirler hepimiz gibi, başarısızlıkla karşılaşabilirler. Hoşgörü ile yaklaştık, yeter ki ders çıkarsınlar yaşadıklarından diye. Kendilerine olan saygıları ve özgüvenleri artsın istedik. Ve her fırsatta sevgimizi gösterdik. Çocuksu mutluluklar gördük gözlerinde, sevgiyi ödül olarak değil de layık oldukları için verdikçe…
Farklılıkları zenginlik olarak gören, her bireyin beklenti ve yeteneklerinin farklı olabileceğini kabul ettik en başından. Her şeyin benzeşmeye, sıradanlaşmaya doğru gittiği bir dünyada; farklı, yeni ve özgür bir anlayışla çıktık karşılarına. Bir okul değil, yeni yüzyılın eğitim konseptini oluşturduk onlar için. Adını da ÖZEL BURSA KÜLTÜR OKULLARI koyduk.
Kalabalıkları değil, hayallerinizi takip edin. Bizimle karşılaşacaksınız…